24 Nisan 2013 Çarşamba

OLYMPUS Viewer 3 - Olympus yazılımının 3 numaralı sürümünü yayınladı !..

OLYMPUS yazılımının 3 numaralı sürümünü yayınladı !..
OLYMPUS Viewer 3 direk indirme adresi ( İndirmek için makinanızın seri numarası gerekli )
http://support.olympus-imaging.com/ov3download/index/

Program 95 Mb. Yeni sürümde bazı iyileştirmeler ve yeni modellere destek olduğu düşünülüyor [:)] ! Çünki resmi sayfasında bir açıklama bulamadım !..
-
Güncelleme dosyalarını indirmek için aşağıdaki linkten  :
OLYMPUS Viewer 3 Update for Windows
veya
OLYMPUS Viewer 3 Update for Macintosh

http://www.olympus.co.jp/en/support/imsg/digicamera/download/software/#ov3

Olympus ve Panasonic - Hangi lens hangi gövdede nasıl durur !?

Olympus'tan ilginç bir çalışma. Sitede hangi m43 yada 43 gövdede hangi lens nasıl durur onu görebiliyorsunuz. Listede Panasonic, Olympus, Voigtländer (COSINA), Tokina ve Sigma lensleri mevcut. Önce gövdeyi seçiyorsunuz sonraki adımda lensi... Dikkat etmeniz gereken "micro four thirds" ve "four thirds" başlıkları !..
-
http://www.four-thirds.org/en/special/matching.html
-
Benim PL3 gövdeye Panasonic'in LUMIX G VARIO 100-300mm F4.0-5.6 MEGA O.I.S. lensini bi takayım bakalım ortaya nasıl bir canavar çıkıyor !

23 Nisan 2013 Salı

Sensör boyutunun fotoğrafa etkisi

Aynı megapixele sahip fotoğraf makinaları arasındaki çok büyük fotoğraf kalitesi farkının ana etkenlerinden birisidir makina içindeki "sensör(algılayıcı)" boyutu. Çok teknolojik altyapısından ve teknik terimlerden bahsetmemeye çalışacağım(Çünki o kadarını ben de bilmiyorum, ama böyle söyleyince sanki biliyorum da sizi sıkmak istemiyorum demişim gibi oluyor ve karizma katıyor! :) )

Örnek :
Her iki makina da 18 megapixel. Fakat sensör boyutları Canon6 00D'nin APS-C (22.3 x 14.9 mm) iken Sony HX200V'nin 1/2.3" (6.17 x 4.55 mm)ve sonuç görüldüğü gibi. Bu sonuca etki eden "şeyi" matematiksel hesaplarla herkesin anlayacağı şekilde yazıyorlar internette bir çok yerde ama ben bunu anlamayana da çok rastladım. O sebeple bu yazıyı kaleme aldım(kim görmüş kalemi!). Derler ki sensör ebatının makinanın ürettiği megapixele oranı fotoğraf kalitesine dair bir delildir. Örneğin yukarıda sensör ebatlarını ve megapixellerini öğrendiğimiz makinalarda bu orana bakalım. Hangisinin fotoğraf konusunda daha iyi olduğunu biliyoruz. Peki bu oranı hesaplarsak ne bulacağız ? Oran büyükse mi iyi, küçükse mi iyi onu göreceğiz şimdi...

22.3x14.9 = 332.27 mm² Canon 600D'nin sensör yüzey alanı.
6.17x4.55 =  28.07 mm² Sony HX200V'nin sensör yüzey alanı. Şimdi bu alandan üretilen 18 milyon pixellik görüntünün ne kadar bölümünün sensör üzerinde ne kadar bir bölgeye denk geldiğini anlamak için bölme işlemi yapalım !..
18.000.000/332.27 = 54.172,811 - Canon 600D
18.000.000/28.07 =641.254,007 - Sony HX200V
Yani, Canon 600D'nin sensörünün 1mm. karelik bölgesindeki algılayıcı 54.172 pixel üretiyor.
Sony HX200V'nin sensörünün 1mm. karelik  bölgesindeki algılayıcı ise 641.254 pixel üretiyor !..
Eğer teknolojisi 12 kat daha üstün değil ise Sony HX200V (gibi 1/2.3", 1/1.7", 1" vs. kompakt makina sensörlerinin) o kadar yüzeydeki algılayıcıdan bu kadar pixel üretip de daha kaliteli görüntü oluşturması imkansızdır.

İnsan mısın ?! Peki öyle isen aksini diretmen niye ?!

İnsanı farklı kılan özelliklerinden birisi de tecrübelerini aktarması ve öğrenme yeteneğidir. Yani kısacası öğrenme ve öğretme becerisidir. İşte bu sebeple insanlık kendinden öncekilerin deneyimlerini paylaşmaları ve sonrakilerin bunları ya bizzat tecrübe sahibinden yada okuyup öğrenmeleri sayesinde Dünya'daki diğer birçok canlıdan sürekli daha ileriye gitmektedir. Elektiriği bulan kişi bunu paylaşır, benzin motorunu bulan paylaşır, bir mikrobun vücuttan arındırılmasını öğrenen-bulan bunu paylaşır ve yeni neslin insanlığın bu başarısını sıfırdan araştırma ve keşif sürecinde geçen zamanı kaybetmeyerek başka alanlardaki gelişimlere vakit bulur yada varolanı daha ileriye götürecek araştırmalar için vakit bulmasını sağlar. Diğer yandan bazı insanlar nedendir bilinmez bazı insanlardan ille de kendilerinin deneyimlediği ve sonucunda öğrendikleri şeyleri duyup inanmak isterler. Bu tıpkı şuna benzer...

Bizden önceki nesiller bir tavuğu uzun yıllar incelemişler. Nasıl ürediğini, nasıl yumurtladığını, yumurtanın içeriğini, besin değerini vb. araştırıp sonuçlarını insanlıkla paylaşmışlar. Bugün konu ile ilgili kişi bu bilgilere ulaşarak yumurta nasıl olur, içinde neler vardır, besin değeri nedir, yumurtada civcivin oluşum şartları ve sürecini öğrenebilmektedir. Fakat birisi çıkıp da şöyle bir şey der "Yumurta nasıl olur, besin değeri nedir, civcivin oluşum süreci nasıldır bu konuları inceleyip araştırıp kendisi keşfetmiş olan yazsın" , ötekiler yazmasın !!! Hatta bu laf bir diğer yönü ile "Yapmadığın şey hakkında konuşma" demeye de gelir ki bu durumda yumurta yapmadığımız için gidip tavuğa sormamızı istemek gibi bir şey demiş olursunuz ! Siz bu söylediğiniz şeyin haklı, mantıklı ve kabul edilebilir bir yanı olduğunu nasıl açıklarsınız ?

Yani "Kabul edebileceğimiz her "doğru" bilgi bunu dillendiren kişi tarafından bizzat test edilmiş olmalıdır" gibi bir önermeye çıkarız bu düşünce şekli ile. Bunun neticesinde de
1. Her insanın birkaç ürün hakkında "doğru" şeyler söyleyebilmesi için o ürünleri almış olması şartı doğar (ki bu pratikte mümkün olamaz)
2. Hakkında konuşulacak ürün ve/veya ürünleri kullanan her kişinin yetkin teknik bilgiye, ürünü kullanım konusunda da yeterliliği olması gerekir ki bu da mümkün olamaz !
3. Hakkında konuşulacak ürünleri alacak maddi güce, bunları kullanıp test edecek test koşullarını sağlayacak maddi imkanlara, bütün bunları yapacak zamana ihtiyacı olduğunu da düşünmeliyiz ki bu da herkes için mümkün olamaz !
4. Hakkında konuşulacak ürünü kullanan (bu vesile ile kendince incelemiş olan) kişilerin konuya yansız, objektif, bilimsel bir bakış açısı ile bakabilmesini beklememiz gerekir ki bunun da mümkün olamadığını söylemeye gerek yok.

5. İnsanın bir diğerinin araştırmalarından objektif bilgiler elde edip bir fikre varamayacağı gibi bir şey de demiş olursunuz ki bu durum olsa olsa sizi bağlar. Çünki yazmayı, okumayı en azı ile hepimiz öncekilerden öğrendik. Her nesil okuma-yazmayı kendisi yeniden icat etmiyor değil mi !.. 

11 Nisan 2013 Perşembe

Fotoğraf çekmeyi öğrenelim - Süper detaylı simulasyon

http://www.canonoutsideofauto.ca/
-
Linke girip fotoğraf çekmeyi öğrenmeye başlayın. Deneyerek öğrenin. Arkaplan flu nasıl yapılır vb. her şeyi deneyebilirsiniz. Fotoğraf makinanız olmadan fotoğraf çekmeyi öğrenin !

5 Nisan 2013 Cuma

4 Nisan 2013 Perşembe

Siz de sansürlenebilir yada sisteme kurban edilebilirsiniz !

Arkadaşlar bugüne kadar bazı site ve forumlarda bu işi "ticari" amaç ile yapan yerlerde iletişim kurduk genellikle birbirimizle. Biz tüketicilere "bedava" diye sunularak toplu bilgi ve tecrübelerimizi kendi rızamız ile bu ticari yerlere ücretsiz bağışladık. Yeri geldi paramızı, vaktimizi, emeğimizi üste verip buralarda yazdık, yayınladık ve bu ticari amaçlı sitelerin bizim bilgi birikimimizden de para kazanmasına sebep olduk ! Derken bir gün geldi, benim başıma sansürlenmek geldi. Tehdit edildim, sistem tarafından "1" adet kişi olarak hedef alınıp kendi gücümüz ile yarattığımız şirketler tarafından tüketici olan sizleri bilgilendirmemden rahatsız oldukları için tehdit edildim ! Susmazsam... diye tehdit edildim. İşte bu nedenle bunu paylaşmak zorundayım. Aslında her bireysel tüketici bunu paylaşmalı. Bugüne kadar ben bireysel tüketicinin bilgilenmesi için ücretsiz-ücret almadan ve hatta üste para ödeyerek, zaman harcayarak bu işi yaptım. Şimdi sizlerin de yapması gereken uyanmak. Böyle ticari amaç güden, amaçları sadece nasıl daha çok para kazanırız olan sisteme hizmet eden, sistemin bir şubesi gibi işleyen site ve forumlardan ayrı bir yer edinmeliyiz. Bu yer edinme, bilgi paylaşma, sansüre karşı hareketiniz bireysel de olabilir ama bu durumda da birbirimizi desteklemeliyiz. Mesela çok ciddi, başarılı blog yazarları var. Ben onlar kadar olamam, yazarlık yönüm hayli gerilerde. Zaten çok iyi bir blog yazarı olmamızın önemi de yok. Eğer birbirimizi destekler isek hepimiz aynı derecede "çok iyi" bir iş yapmış oluruz bence. Yani bu sebeple "ben iyi yazamıyorum", "ben iyi fotoğraf çekemiyorum", "ben iyi ...-yorum" ların öneminden ziyade sizlerin desteği sizin de en iyi yazan, çeken, yapan kadar iyi olduğunuzun kanıtı olacaktır bence.

Eğlenceli ve ilginç .gif animasyonlar !

Bu da mı olacaktı bu blogda ! Diye düşünülebilir ama neden olmasın ? Blog'un bir amacı da bu değil mi ? Kaldı ki şahsi emellerime alet ettiğim bir blogda neden olmayacak ki ? Buyrun...


Daha fazlası için : 
http://whoblend.tumblr.com/page/1