"Jpeg motoru iyi makina" diye bir ifade duydunuz mu ? Duyanlarınız çoktur diye tahmin ediyorum buralara kadar geldiğinize göre. Ben de bilmeyenlere ve bilenlere de bu jpeg motoru konusunda kendi düşündüklerimden yola çıkarak birşeyler aktarmaya çalışacağım...
Fotoğrafçılık ile biraz ilgilendiğimizde öğrendiğimiz en ilk detaylardan birisidir öğlen güneşin dik dik yer yüzüne vurduğu saatlerde fotoğraf çekmek iyi bir fikir değildir. Çünki sert ışık/gölge geçişleri olur ve gözümüz kadar başarılı algılayıcılar olmayan sensörler pek hoş sonuçlar sunamazlar bize. Haliyle jpeg motoru iyi olan bir ürün arayışındaki fotoğrafçı bu saatlerde çekim yapar ise RAW işlemediğinde belki %10, %15 daha iyi olabilecek fotoğrafları kaybetmiş olabilecektir. İlle de bu saatlerde de fotoğraf çekilecekse ki öğlenleri yatıp sieasta mı yapalım yani ? :) Lens önüne bir filtre alsak belki biraz olsun avantaj sağlar.
Öğlen vakti gökyüzünü kadraja alıp da güzel foto çekebilmek zor. Biliyorsunuzdur, illa ki gök patlar, mavisi açık renk görünür vs. Gökten pozlasan yer kapkaranlık çıkar falan. Photoshop'ta uğraşmamak için öyle ise polarize filtre falanla ekimanı desteklemek lazım. Çünki bugün hiçbir üreticinin ürününe koyduğu firmware yazılımının yapay zekası yok. Bu ürünlere bu kadar para verip de ve üreticisinin de "RAW çıktı" vermesinin de bir nedeni var. Bir nevi itiraf gibidir de bu aslında. Neyin itirafı ? "Bizim makina jpeg çıktı verir amma biz işte bu dediğimi bilen için bizim makinanın jpeg yapan yazılımı bildiğin zekasız (ne yapay zekası) belli başlı birkaç senaryoya göre yazılmış komut satırını takip eden bir hazır Photoshop'tur, işte bunun için bizim makina RAW çıktı verir ki sen makinadan iyi bilensen, henüz bilmeyen isen de öğrenirsen jpeg'inden iyi sonuç alırsın" itirafıdır.
Şöyle kendi keşfettiğim koşulları birkaç madde ile sıralarsam... Günümüzde her makinanın iyi jpeg çıktısı verebilmesi için önünde birkaç engel vardır.
1. Yapay zeka !.. Koskoca Microsoft, Google vs. yapay zeka alanında milyon dolarlar harcayıp 1 haftaya mı ne fişini çekmedi mi yapay zekalarının.
2. Ürünün işlemci gücü. Nedir acaba bunlardaki CPU gücü ? 4 çekirdekli bir Intel i5-7500 falan ? :)
3. Ürünün enerji gereksinimi. i5-7500 olsa kaç watt çeker, o pil kaç dakka yeter ?
4. HIZ ve Zaman !.. E peşpeşe fotolar çekmek istiyorum ben bununla, bu alet işlemci gücünü benim ikinci fotomu anında çekmeme izin verecek mi yoksa "ilk çektiğini iyi işleyecem bekle 2 dakka" mı diyecek ?!
5. Fiyat/maliyet/kar marjları, ürüne yüklenecek yazılımın barınacağı ROM, hafıza bölümü ? Bugün bir firmware nerede ise 1 işletim sistemin yakın 1gb. kadar alan istiyor.
Bana göre günümüzde en iyi gelişen, yapay zekaya da sahip yazılımlarının olduğu alan Android işletim sistemli cep tel ve tabletler falandır !.. Sebebi de fotoğraf makinası üreticilerinden daha çok sayıda donanım ve yazılım geliştiricisi olmasıdır bence !.. Kaç tane fotoğraf makinası üreticisi var ?
1 - Nikon
2 - Sony
3 - Canon
4 - Olympus
5 - Panasonic
6 - Fujifilm
İyi bir cep tel zaten günümüzde on yıllardır dijital foto makinası üreten dev markaların kompakt pazarını vurdu-bitirdi !.. Geçen hafta Nikon'un basın bildirisini gördünüz mü ? Çin'de kompakt üretim fabrikasını mobilite'ye bağlı olarak daralan pazar sebebi ile kapattığını açıkladı !.. Benim çok iyi olmayan 700 TL altı 2 yıllık telefonumun işletim sistemi ve kullanışlılığı fotoğraf makinasından çok daha iyi ki güncel bir ürün çok daha iyidir. Fotoğraf makinasına ne yenilik koyabiliyorlar ?! Tee 5-6 sene evvel dokunmatik ekran geldi çok mu müthiş bir olay yani ? :)
Kaç tane cep tel üreticisi var ?
1 - LG
2 - Sony
3 - Huawei
4 - Nokia
5 - HTC
6 - Motorola
7 - Samsung
8 - XIAOMI
9 - Asus
10 - Apple
11 - Lenovo
12 - Alcatel
13 - Google
14 - Meizu
15 -
Bir de ülke sınırları içerisinde türlü modeller var ama haydi biz onları kopyala-yapıştır yapan ürüne yazılım ve donanımsal olarak pek bir teknolojik katkı sağlamayanlar diye ayıralım ! ! ! Mobil konusunda bilgim çok az ama tahminim 18 kadar üretici vardır, ben yazamadım... Yani fotoğraf makinası üreticisinin 3 katı kadar donanım ve yazılımsal olarak sisteme destek veren üretici var. Bir de bu ürünler hayatı boyu fotoğrafçılık ile hobi olarak ilgilenmemiş olan 50-60'larına gelmiş anne-babalarımıza dahi fotoğraf çekmenin keyfini yaşatabilmeyi başaran ürünler. Yaşamışsınızdır etrafınızca veya bizzat işte torun fotosu-videosu çekmeler veya sizinkini anı amaçlı yapar bu yaş kuşağındaki büyüklerimiz. Hiç de bir şeye dikkat etmez, öyle fotoğraf makinasındaki gibi "manuel" ayar yap da çok daha iyi çek falan ama güzel şöyle 800-1.200 TL. aralığındaki bir cep tel ile gayet de iyi fotolar çekebilirler. Aynı kişiye d-slr'ı versek ne yapacağını bile bilemez belki de !.. Her ne ise, bu da ayrı bir konu ama bu kadar üreticisi ve kullanıcı yönünden de yaygın olan bir ürün sınıfı var fotoğraf makinaları karşısında. Bunun bir de şu açıdan anlamı var "Bu ürün sınıfı madden ve ekonomik olarak da bir dev" ! Yani üreticiler foto makinası üretimine mi daha çok yatırım yapmak ister yoksa bu dev pazara mı ?! Soru sadece, yanıt zaten yaşanan günün kendisinde olacaktır her zaman..
Tabi cep tellerin de bu yazılımsal avantajına karşın foto makinalarına karşın zaafı donanımı barındıracak alanlarının dar olması ve yine bu sebeple de sisteme güç gereksinimini sağlayacak pilin daha ufak ve yetersiz olması gibi kusurları var. Donanım ufak
derken ne ? İşte sensör ufak oluyor mecburen, lens de ufacık oluyor falan ve neticede yazılım ne kadar iyi olsa da ışığı algılayan hücrelerin olduğu sensörde hücre sayısı nüfus olarak az olunca da henüz lensi değişen makineleri görüntü kalitesi olarak yakalayamadılar.
Yani jpeg çekeceğiz sadece ama işte 500px'de işte bilmem neredeki yarışmadaki fotoğraflar gibi fotoğraf çekemiyorum ama diye de suçu elimizdeki ekipmana atmayacağız o zaman ! Yok öyle, hem vakit ayıramam deyip, öğrenmeyip de hem de vaktini ayırmış-öğrenmiş ve RAW'ı iyi işlemiş bir fotoğrafçının karşısında "Jpeg'lerim ile döverim seni !" dedirtebilecek bir ekimpan satan üretici henüz.
Bu durum sadece öğle vakti çekilen fotoğraflarda söz konusu değildir elbette ki...
Sözkonusu .jpg olunca yazılım işleyip bize verdiği jpg çıktısı ışığı ve tonları işlemeyi bilen bir kullanıcıdan asla daha iyi olamıyor. Yazılımlarda bölgesel düzenleme yapabilecek zeka yok mesela. Gün batımı fotoğrafında yapay zeka özürlü makinalarıımız nerelerde ışığı kısmalı ve nerelerde açmalı, hangi tonları açıp/kısmalı ve bunları hangi bölgelerde yapması gerektiğini idraktan yoksundur !.. İşte burada doğal zekalı insan faktörü devreye girdiğinde hem bir nevi parmak izi tadında fotoğrafçının imzası da atılmış olur ve hem de makina çıktısı jpg'den çok daha iyi bir sonuca ulaşmak da mümkündür. Elbette ki bilen ellerde. Fakat bu "bilen eller" operasyonunu da çok abartıp kendinizi "Öf ben bunla uğraşamam" diye geride tutmanız hiç gerek yok. Çünki youtube'da videomu izle-beğen 3 kuruş para kazanayım derdinde olan veya sadece "biliyorum öyle ise niye saklayayım" diyerek bildiklerini paylaşan binlerce Photoshop veya Lightroom videosu bulabiliyorsunuz. Bunları 3-5-10 dakkalık bölümler halinde bulup o kadarlık parçalar halinde öğrenmeniz de mümkün.
Şöyle mini dersler ile okuma hızınıza göre belki 2-3 dakikada dahi birşeyler öğrenmeniz mümkün.
https://blog.fotozeynep.com.tr/2017/11/01/photoshop-mini-ders-mor-sacaklanma-kusurlarini-giderme-purple-fringing/Bu korkulacak bir şey mi ?
Ayrıca RAW işleme teknikleri makina çıktısı jpg'ler üzerinde de uygulanabilir pek tabii... Örneğin hemen üstte paylaştığım bağlantıdaki mini dersi elinizde benzer ağaçlı falan bir gökyüzü jpg fotoğrafınız var ise açıp uygulayabilirsiniz. Tabi "jpg" çıktı işlenmiş bir çıktı olduğundan ve jpg'nin yapısı gereği veri sıkıştırıldığından "kayıp sözkonusudur" ! Bu nedenle jpg işlerken fotoğraf tonlar ve netlik olarak çok daha dayanıksızdır, hemen bozulmalar gözlemlenebilir o yüzden çok ufak ışık ve tonlama ayarı değiştirme imkanınız olur. Raw gibi olamaz asla !