Ben bir fotoğraf makinasına özel
üreticisinin verdiği yazılım üzerine zaman harcamayı uygun görmüyorum.
Olur ya kişi(ler) başka bir markanın başka bir modeline geçiş yapabilir.
Her markanın kendi yazılımını öğrenmek iyi bir beyin jimnastiği
olabilir belki ama o süreçte kaybedilen zaman da can sıkıcı olabilir.
RAW işleme konusunda işi bu alanda marka bağımsız yazılım üretmek olan
yazılım firmalarının ürünlerini kullanmak bence daha karlı bir yol.
Benim gözlemleyabildiğim kadarı ile bir jpeg dosyası (8bit, 12 bit
olayına hiç girmeden) uygulanan NR sebebi ile RAW'daki birçok pixel
detayını siliyor. NR de neticede bir yapay zeka ürünü ve mesela
çimenlerdeki pixel pixel renk farklılıklarının tümünü olması gerekenler
ve olmaması gerekenler diye ayırt edemiyor. Ağaç dallarındaki renk
geçişini gösteren pixellerde de aynen böyle(örnekler olarak). Bu nedenle
özellikle makina jpeg çıktısının yok ettiği bu pixelleri RAW'daki gibi
geri kazanmak imkansız. Birbirine yakın 3-5 pixeli "noise" olarak
algılayıp birbirlerine yakın renklere dönüştürüldüğü bir çıktıya bir
başka yöntem ile keskinlik verdiğinizde o birleştirilen 3-5 pixeli tek
bir pixel gibi görüp daha büyük bölgede çizgisel kontrast farkları
oluşturuyor yazılımlar.
Bir de bu makinalardaki
işlemcilerin gücünü de düşünmek lazım. Mesela şu yönden bir bakacak olur
isek, bir dijital fotoğraf makinasından kullanıcısının beklentileri
1. Seri çekim hızının yüksek olması
2. Bir şarj ile daha fazla fotoğraf çekebilmek
3. Tek tek çekimler arasında bekleme süresinin minimum olması
4. Menü, ayar vb. işlemlerinde gecikme hissi vermemesi
vb.
Bu örnekleri bir de şöyle okur isek,
1. Çok seri çekmem için işlemcimin işlem gücünün yüksek olması gerek
(Eskiden MIPS ölçü birimi vardı işlemciler için kullanılan. Halen
kullanılır mı bilmiyorum, "million instructions per second" = saniyede
kaç milyon işlem yapabildiği)
2. Güçlü işlemcimi besleyebilmem
için daha çok enerjiye ihtiyacım var ! (Basit bir örnek ile taşınabilir
ve direk gücünü sonsuz bir kaynaktan almayan bilgisayarlarda
işlemcilerin dengi masaüstü işlemcilere oranla işlem güçleri önemli
derecede geridedir. Ancak günümüzde teknoloji işlemcinin prize takılı
iken daha yüksek hızlarda çalışmasını, batarya ile iken daha yavaş ve az
enerji tüketimini ayarlayabilmekteler. Fakat bu seçenek dijital
fotoğraf makinaları işlemcileri için mümkün olamaz.
3. Hız lazım ama enerji ihtiyacımı da düşük tutarak kullanıcımı kısa sürede yarı yolda bırakmamam lazım !
4. Yine mi hız !.. 50 koldan hız istiyorsun ama verdiğin bir tane 1100
mahhh sana der gibi şuncacık pil ! Al onu sen bi kendine tak bakayım kaç dakika ne yapabileceksin, hadisene ! Senin yaptığına işkence derler tabi
bir insana yapsan. Biz makinayız da bir de oramızı buramızı
beğenmezsiniz üstüne !!!
Acaba bir dijital fotoğraf makinası
işlemcisi + yazılımı ne kadar daha iyidir ki misal Core i5 4210M
işlemcili dizüstü bilgisayarımın hiçbir ayarına dokunmadan sadece Camera
RAW'a "Resmi Aç" butonuna tıkladığım an ile ekrana gelme arasında geçen
1.5-3 sn.lik zamandan çok ama çok daha hızlı bu işi daha iyi
yapabilmektedir ?! Tabi hiç bir kanıtım yok ama bu koşullar altında
tahminim "zaman", "enerji" ve "yapay zeka" sorunları olmayan bir
kullanıcının işleyeceği RAW -> JPEG sonucu her zaman için makinanın
JPEG'inden iyi olacaktır. Tabi burada uygulamayı kullanmayı bilen
kullanıcıdan söz ediyorum. "Çok iyi bilen" olmasına da gerek yok. Bence
üreticilerin ürünlerine RAW çıktı verme özelliği koymasındaki bir sebep
de budur. Bu bir nevi üreticinin ürününe güvendiğinin göstergesi bile
olabilir !.. Çünki bilsin yada bilmesin, hiç kullanmayacak bile olsa bir
çok kompakta RAW çıktı verme özelliği konmaz. Sebep sizce sadece "Bunu
alacak kişi ne anlar, ne bilir RAW nedir" düşüncesi midir ? Yoksa o
sensörün verdiği RAW'ı gören çığlıklar atarak oradan ışınlanmak için
Mr.Spock'u arar da bulamaz diye midir
? Ne alakası var, prime kompakta koyuyor RAW çıktı. Çünki
biliyor ki onu alacak kişi ya d-slr yanına alıyor yada işte bildiği için
alan bir tüketici olduğu için koyuyor da diyebiliriz tabi.
Yine de bir kişinin bir ürünü aldığında bazı şeyleri bilmiyor olmasını
üretici tüketiciyi aldatmak için kullanamaz. Yani "Kompakt alıcı kitle
RAW işlemeyi bilmez, biz bu mallara çakalım çamur jpgeleri gel kardeşim
Şing Çank Çong" , "Haklısın kardeşim Şong Sonktun Çeng"
. Buna benzer bir hareket yapan bir üretici vardı bir aralar.
Tam bu dediğimi değil ama işte tüketicinin bilmediğini, bilgisizliğini
kullanarak açıkca ederinin çok üstü fiyatlarla ürünlerini millete "Çonk
Fina Zonktu" bir capon dostumuz
!.. Ne ise bilmiyor farz edilen tüketici bu eksiğini 3-5 güne de
3-5 haftaya da giderebilir. Bu durumda yeni aldığı ürün RAWmıyor diye
yenilemeli midir ! Bu sebeple de üretici tüketicinin bilgisizliğini
böyle hileli bir yoldan kendine kazanç olarak kullanamaz. Netice olarak
RAW çıktı vermek bu nedenle de bence üreticinin "Belki RAW işlemeyi
bugün için bilemiyor olabilirsin, ben sana jpeg veriyorum... ammaa bir
gün RAW işlemeyi öğrenir isen bana küfür etme, sana RAW da veriyorum
kiii benim yukarıda jiddi'nin saydığı zorlu şartlar altında sana
sunduğum JPEG'imden daha iyi sonuçları alabilesin. Saygılarımla arz
ederim Sn. Tüketici - imza : bir Capon"
Burada da RAW ve makina çıktısı JPEG sonuçlarına dair görseller görebilirsiniz.
http://fotoptik.blogspot.com/2016/02/neden-raw-islemeliyim-photoshop.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder