- M1 in kutusunun üzerinde kullanım süresi 7 yıl yazıyor bu doğru mu??
- Bu aslinda sunu ifade ediyor. İmalatci/ithalatcinin bu urune verecegi tamir, yedek parca ve servis suresidir.
Ilgili resmi gazete ve aciklamalar ektedir. Olympus 7 sene gene iyi sure vermis devletimiz bu sureyi minimum
5 yil demis. Belki Avrupa mevzuatina gore 7 yil olabilir cunku Olympus Avrupa ustunden satis yapiliyor Turkiye ye
lgilili resmi gazetenin ekini acarsaniz excel dosyasinin 130. satira giderseniz gorebilirsiniz
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2 ... 0424-7.htm
Bu detay ve bilgi için sgtab1arkadaşıma teşekkür ederim.
Konu : http://m43turkiye.com/viewtopic.php?f=53&t=202&p=5699#p5699
22 Şubat 2016 Pazartesi
20 Şubat 2016 Cumartesi
Neden RAW işlemeliyim - Photoshop alternatifi - Lightroom alternatifi
Öncesi :
Sonrası :
Fotoğraf makinalarındaki yüklü "Photoshop" benzeri yazılımın yapay zekasının durumuna bir kanıt. Sensörler aslında makinalarda yüklü program ile işlemden geçerek bize sunulan jpeg çıktılarından çok daha fazla detayı algılıyor. Fakat işte gövdelere yüklenen yazılımların fotoğraf işleme kapasiteleri elbette ki vakti olan ve yazılım kullanmayı bilen bir kullanıcı kadar başarılı olamazlar.
Bir başka örnek...
Öncesi,
Sonrası,
Sanırım görüldüğü üzere yazılım müdahalesi yapmadığımızda kullandığımız fotoğraf makinasının gerçek performansını alamadığımız açıkca ortadadır. Bu yazılımın Photoshop olması da zorunlu değildir. Bizim insanımız her şeyi bir ezberler sonra o konudaki herşeyin adı o ezberletiği bir tek şey olur ona göre ! Atari 800 XL - 64 Kb. Personal Computer'im olduğu zamanlarda çevremdekiler sorunca veya konusu açılınca bende şu bilgisayar var dediğimde bana o dönem oyun salonlarındaki oyunların isimleri ile "Sende şu oyun var mı" derlerdi. "Ne oyunu, bu bilgisayar, program yazıyoruz falan ama bazı oyunlar da var tabi ama öyle değiller" dediğimde sanki bana "Bu acayip zat ne diyor" der gibi bakarlardı. Bizim insanımızın bilgisayarların oyun konsolu, oyun makinası olmadıklarını idrak edebilmeleri internet ve bu sosyal ağların yaygınlaşmasından sonra oldu. Bunun öncesine kadar. Yani 10 yıl öncesine kadar toplumun büyük bir kısmı için bilgisayar "İşte çocuk oyuncak istiyor da alalım" gibi bir şeydi. Fakat nihayetinde cep telefonlar bu kadar akıllanmadan önce internet ve sosyal ağlar nedeni ile bu insanlar "Aaa ! Bilgisayar bu muymuş" diye şokla karışık yine de tam olarak anlamasalar da epey bir aşama kayıt ettiler. İşte bunun gibi Photohsop fotoğrafçılık konusunda ve aslında çok geniş anlamda dijital grafik alanında iyi bir program. Bana göre en önemli iyi yanlarından birisi çok yaygın olması dolayısı ile internette milyonlarca ücretsiz ders videoları bulabilmeniz. Bu iyi yönü ile Photoshop ile istediğiniz işlerin yapılmasını öğrenmek çok kolay. Birisine sorup ondan beklemiyorsunuz öğretmesini. Var, size kalmış ne zaman öğreneceğiniz. Bunun yanı sıra bir düşünelim... Neden her aldığınız fotoğraf makinası ile birlikte üreticisi size bir de RAW işleme programı verir ?! Fotoğraf makinası fotoğraf çekmiyor da RAW mı işleyeceğiz ki !? İşte bilen için "Ben seni biliyorum, sen makinanın JPEG'inin yeteresiz yönlerini bilirsin, o nedenle sana RAW işlemen için de bu programı d a veriyorum" diyor aslında üretici. Bugün RAW veri kayıt edip de RAW işlemek için program vermeyen üretici yok. Yani RAW işleme programları şu bahsettiğim halkın bildiği gibi ATARI değildir. Onla "şop" (Photoshop'a da böyle diyoruz artık şopladın mı, şopla beni ooohhhşş) yapmıyorsuzun sadece. Öyle ya şop dedin mi (Photoshop) millet sanıyor ki avaz avaz bağırttıtılmış düzenlemeler ile çıldırtılmış fotoğraflar yapıyor herkes. Öyle viyak viyak-ciyak ciyak HeDeR edilmiş fotoğraflar falan, görüyorsunuzdur. İşte yukarıda da 2 örnek verdim mesela. Peki başka neler var ? Aldığınız fotoğraf makinası ile gelen üreticinin RAW işleme yazılımı haricinde
- DxO Optics Pro - Ücretli
- PaintShop Pro - Ücretli
- Adobe LightRoom - Ücretli ve bu özellikle fotoğrafçılık için geliştirilmiştir. Photoshop kadar geniş anlamda dijital grafik işleme kapasitesi yoktur.
-
- PhaseOne Capture One Pro - Ücretli
- Serif Affinity Photo - Ücretli
- ON1 Photo 10 - Ücretli
- Cyberlink PhotoDirector - Ücretli
- GIMP - ÜCRETSİZ ! ! !
- Serif Photo Plus - Ücretli
Bu programlardan bazılarına ait incelemeler,
http://www.techradar.com/news/photography-video-capture/cameras/best-photo-editing-software-1284627
Bunlar içerisinde GiMP sadece fotoğraf değil Photoshop gibi karalama, elle çizim ve boyama vb. gibi geniş kapsamlı ücretsiz bir programdır. Diğer bütün programların da aslında ücretsiz ders videoları var ama Photoshop kadar zengin değil tabi. Çünki hemen herkes bildiği ve öğrendiği kadarı ile Photoshop'un bildiği alanında kendisi video yada ekran görüntülü anlatımlar paylaşıyor. Diğer yazılımlarda bu olay ise çok daha az.
Ekleme... (Mart 2016)
Öncesi
https://c2.staticflickr.com/2/1521/25742174246_02e9751975_k.jpg
Sonrası
https://c2.staticflickr.com/2/1687/25673148281_7f2ccc6a58_k.jpg
RAW işlenmesi sonucu ile makina jpeg çıktısı. Bu veriyi makinanın sensörü size veriyor ama yazılımın yapay zekası bu veriyi JPEG çıktıda size sunamıyor. Tabi hem yazılımın zekası ve hem de görevli olduğu bir çok farklı yön olması nedeni ile... Çekileni en kısa sürede işleyip+kayıt edip en kısa anda tekrar çekime hazır olması gibi... Kaldı ki Olympus'un jpeg çıktı kalitesi meşhur.
Aslında "oynamak" deyip böyle hafife alır gibi veya işte bazen rastladığımız müthiş abartılı değişimler düşünülmemeli her daim. Üreticisinin fotoğraf makinasına yüklediği yazılım da bir Photoshop, Gimp, PaintShop benzeri raw işleme programıdır ! Fakat, fotoğraf makinasının asli görevi "fotoğraf işleme" olmadığından ve en kısa sürede kullanıcıya "an yakalayabilme" imkanı vermesi daha önem arz ettiğinden sebeple üreticisinin fotoğraf makinasına yüklediği yazılım bilinçli bir kullanıcının zekasına ulaşamaz. Bu yazılımların yapay zekaları hem zaman ve hem de bulundukları ortamın kapasitesi ile sınırlıdır. O ise bir kullanıcı için 1 tek fotoğrafı düzenlemek kişinin kendisine kalmış bir durumdur, 1 dakika da uğraşabilir, 10 dakika da, 1 saat de. Genelde fotoğrafçılıkla ilgilenen amatörler (Yukarıda bahsettiği abartılı maniplasyonlar hariç) her işlenmiş fotoğrafı bir aldatma gibi görürler, bu hem doğru değil hem de abartılı bir tepkidir. Çünki fotoğraf makinasının size sunduğu jpeg de aynen Photoshop gibi makina üreticisinin bir yazılımı olan ve makinaya yüklenen "BilmemneShop" tarafından işlenmiş bir çıktıdır. Her dijital fotoğraf makinası RAW çeker, dijital = sayısal = dijital fotoğraf makinası = sayısal fotomak. , sensörden gelen dijital veriyi üretici pazarlama taktiği olarak ya kullanıcıya RAW olarak da sunar yada sunmaz ve sadece jpeg çıktı sunacak şekilde sınırlar. Bakınız bazı harici yazılımlar ile kompakt makinaların RAW çıktı verme özelliği açılabiliyor. RAW çıktı verebilen fotoğraf makinası tercih eden kullanıcı gerçekten bilinçli bir kullanıcı ise aslında istediği şey "Ben senin shopladığını değil, senden dokunulmamış olan veriyi istiyorum, ben iyi/kötü kendi tercihlerime göre RAW'ımı JPEG yaparım" demek istiyordur. Kimileri de "Eski filmli makinalar zamanında Photoshop mu vardı" gibi bir laf gevelerler. Vardı elbette, o zamanlarda da banyo aşaması yani karanlık oda ve baskıda bir çok efekt ve farklı etki bilinçli yada bilinçsiz yapılabiliyordu. Hatta zaten de bir kere filmin kendisi dahi bir nevi fotoğrafı işleyen kimyasal bir medyaydı. O nedenle bugün kimi yazılımlarda eklenti olarak eski filmli makinalardaki bu filmlerdekine benzer renk tonları elde etmemizi sağlayan eklentiler oluyor. Kodak, Fujifilm, Agfa bilmem ne efektleri gibi. Ne demek bu ? Filmlerin kimyasal yapısında dahi gözümüzün gördüğü gibi en doğal görüntünün filme yansıtılamadığı, bir efekt katkısı verdiğinin kanıtı demek.
İşte bu nedenlerle de hep o çoğunluğun inkar edip, desteksiz iftiralar yağdırdığı inceleme sitelerinin sonuçları kullanıcı yorumlarından daha değerlidirler !!! Çünki kullanıcı bilgi seviyesine göre RAW işlemesi sonucu elde ettiği fotoğraf sonuçlarını beğeniyor olabilir, bu sonuçlar ile az/çok başarılar elde etmiş de olabilir. Fakat her kullanıcıyı aynı düzeyde bilgiye sahip diye kabul edemeyiz. İnceleme siteleri(çoğu) neden bize RAW ve Jpeg çıktılarını makinadan çıktığı gibi sunarlar ? Hiç bilmeyenin alacağı sonuç budur, bilen de bilgi seviyesine göre alır buradan şu RAW'ı işler ve kendisine göre sonucu görür demektir aslında bu.
RAW işleme bilgim ve yetekenlerim ile ne hale soktum !..
Horse standing on green field by Ciddi iyi1i, on Flickr
...ve makina çıktısı JPEG'i
Horse standing on green field by Ciddi iyi1i, on Flickr
Sonrası :
Fotoğraf makinalarındaki yüklü "Photoshop" benzeri yazılımın yapay zekasının durumuna bir kanıt. Sensörler aslında makinalarda yüklü program ile işlemden geçerek bize sunulan jpeg çıktılarından çok daha fazla detayı algılıyor. Fakat işte gövdelere yüklenen yazılımların fotoğraf işleme kapasiteleri elbette ki vakti olan ve yazılım kullanmayı bilen bir kullanıcı kadar başarılı olamazlar.
Bir başka örnek...
Öncesi,
Sonrası,
Sanırım görüldüğü üzere yazılım müdahalesi yapmadığımızda kullandığımız fotoğraf makinasının gerçek performansını alamadığımız açıkca ortadadır. Bu yazılımın Photoshop olması da zorunlu değildir. Bizim insanımız her şeyi bir ezberler sonra o konudaki herşeyin adı o ezberletiği bir tek şey olur ona göre ! Atari 800 XL - 64 Kb. Personal Computer'im olduğu zamanlarda çevremdekiler sorunca veya konusu açılınca bende şu bilgisayar var dediğimde bana o dönem oyun salonlarındaki oyunların isimleri ile "Sende şu oyun var mı" derlerdi. "Ne oyunu, bu bilgisayar, program yazıyoruz falan ama bazı oyunlar da var tabi ama öyle değiller" dediğimde sanki bana "Bu acayip zat ne diyor" der gibi bakarlardı. Bizim insanımızın bilgisayarların oyun konsolu, oyun makinası olmadıklarını idrak edebilmeleri internet ve bu sosyal ağların yaygınlaşmasından sonra oldu. Bunun öncesine kadar. Yani 10 yıl öncesine kadar toplumun büyük bir kısmı için bilgisayar "İşte çocuk oyuncak istiyor da alalım" gibi bir şeydi. Fakat nihayetinde cep telefonlar bu kadar akıllanmadan önce internet ve sosyal ağlar nedeni ile bu insanlar "Aaa ! Bilgisayar bu muymuş" diye şokla karışık yine de tam olarak anlamasalar da epey bir aşama kayıt ettiler. İşte bunun gibi Photohsop fotoğrafçılık konusunda ve aslında çok geniş anlamda dijital grafik alanında iyi bir program. Bana göre en önemli iyi yanlarından birisi çok yaygın olması dolayısı ile internette milyonlarca ücretsiz ders videoları bulabilmeniz. Bu iyi yönü ile Photoshop ile istediğiniz işlerin yapılmasını öğrenmek çok kolay. Birisine sorup ondan beklemiyorsunuz öğretmesini. Var, size kalmış ne zaman öğreneceğiniz. Bunun yanı sıra bir düşünelim... Neden her aldığınız fotoğraf makinası ile birlikte üreticisi size bir de RAW işleme programı verir ?! Fotoğraf makinası fotoğraf çekmiyor da RAW mı işleyeceğiz ki !? İşte bilen için "Ben seni biliyorum, sen makinanın JPEG'inin yeteresiz yönlerini bilirsin, o nedenle sana RAW işlemen için de bu programı d a veriyorum" diyor aslında üretici. Bugün RAW veri kayıt edip de RAW işlemek için program vermeyen üretici yok. Yani RAW işleme programları şu bahsettiğim halkın bildiği gibi ATARI değildir. Onla "şop" (Photoshop'a da böyle diyoruz artık şopladın mı, şopla beni ooohhhşş) yapmıyorsuzun sadece. Öyle ya şop dedin mi (Photoshop) millet sanıyor ki avaz avaz bağırttıtılmış düzenlemeler ile çıldırtılmış fotoğraflar yapıyor herkes. Öyle viyak viyak-ciyak ciyak HeDeR edilmiş fotoğraflar falan, görüyorsunuzdur. İşte yukarıda da 2 örnek verdim mesela. Peki başka neler var ? Aldığınız fotoğraf makinası ile gelen üreticinin RAW işleme yazılımı haricinde
- DxO Optics Pro - Ücretli
- PaintShop Pro - Ücretli
- Adobe LightRoom - Ücretli ve bu özellikle fotoğrafçılık için geliştirilmiştir. Photoshop kadar geniş anlamda dijital grafik işleme kapasitesi yoktur.
-
- PhaseOne Capture One Pro - Ücretli
- Serif Affinity Photo - Ücretli
- ON1 Photo 10 - Ücretli
- Cyberlink PhotoDirector - Ücretli
- GIMP - ÜCRETSİZ ! ! !
- Serif Photo Plus - Ücretli
Bu programlardan bazılarına ait incelemeler,
http://www.techradar.com/news/photography-video-capture/cameras/best-photo-editing-software-1284627
Bunlar içerisinde GiMP sadece fotoğraf değil Photoshop gibi karalama, elle çizim ve boyama vb. gibi geniş kapsamlı ücretsiz bir programdır. Diğer bütün programların da aslında ücretsiz ders videoları var ama Photoshop kadar zengin değil tabi. Çünki hemen herkes bildiği ve öğrendiği kadarı ile Photoshop'un bildiği alanında kendisi video yada ekran görüntülü anlatımlar paylaşıyor. Diğer yazılımlarda bu olay ise çok daha az.
Ekleme... (Mart 2016)
Öncesi
https://c2.staticflickr.com/2/1521/25742174246_02e9751975_k.jpg
Sonrası
https://c2.staticflickr.com/2/1687/25673148281_7f2ccc6a58_k.jpg
RAW işlenmesi sonucu ile makina jpeg çıktısı. Bu veriyi makinanın sensörü size veriyor ama yazılımın yapay zekası bu veriyi JPEG çıktıda size sunamıyor. Tabi hem yazılımın zekası ve hem de görevli olduğu bir çok farklı yön olması nedeni ile... Çekileni en kısa sürede işleyip+kayıt edip en kısa anda tekrar çekime hazır olması gibi... Kaldı ki Olympus'un jpeg çıktı kalitesi meşhur.
Aslında "oynamak" deyip böyle hafife alır gibi veya işte bazen rastladığımız müthiş abartılı değişimler düşünülmemeli her daim. Üreticisinin fotoğraf makinasına yüklediği yazılım da bir Photoshop, Gimp, PaintShop benzeri raw işleme programıdır ! Fakat, fotoğraf makinasının asli görevi "fotoğraf işleme" olmadığından ve en kısa sürede kullanıcıya "an yakalayabilme" imkanı vermesi daha önem arz ettiğinden sebeple üreticisinin fotoğraf makinasına yüklediği yazılım bilinçli bir kullanıcının zekasına ulaşamaz. Bu yazılımların yapay zekaları hem zaman ve hem de bulundukları ortamın kapasitesi ile sınırlıdır. O ise bir kullanıcı için 1 tek fotoğrafı düzenlemek kişinin kendisine kalmış bir durumdur, 1 dakika da uğraşabilir, 10 dakika da, 1 saat de. Genelde fotoğrafçılıkla ilgilenen amatörler (Yukarıda bahsettiği abartılı maniplasyonlar hariç) her işlenmiş fotoğrafı bir aldatma gibi görürler, bu hem doğru değil hem de abartılı bir tepkidir. Çünki fotoğraf makinasının size sunduğu jpeg de aynen Photoshop gibi makina üreticisinin bir yazılımı olan ve makinaya yüklenen "BilmemneShop" tarafından işlenmiş bir çıktıdır. Her dijital fotoğraf makinası RAW çeker, dijital = sayısal = dijital fotoğraf makinası = sayısal fotomak. , sensörden gelen dijital veriyi üretici pazarlama taktiği olarak ya kullanıcıya RAW olarak da sunar yada sunmaz ve sadece jpeg çıktı sunacak şekilde sınırlar. Bakınız bazı harici yazılımlar ile kompakt makinaların RAW çıktı verme özelliği açılabiliyor. RAW çıktı verebilen fotoğraf makinası tercih eden kullanıcı gerçekten bilinçli bir kullanıcı ise aslında istediği şey "Ben senin shopladığını değil, senden dokunulmamış olan veriyi istiyorum, ben iyi/kötü kendi tercihlerime göre RAW'ımı JPEG yaparım" demek istiyordur. Kimileri de "Eski filmli makinalar zamanında Photoshop mu vardı" gibi bir laf gevelerler. Vardı elbette, o zamanlarda da banyo aşaması yani karanlık oda ve baskıda bir çok efekt ve farklı etki bilinçli yada bilinçsiz yapılabiliyordu. Hatta zaten de bir kere filmin kendisi dahi bir nevi fotoğrafı işleyen kimyasal bir medyaydı. O nedenle bugün kimi yazılımlarda eklenti olarak eski filmli makinalardaki bu filmlerdekine benzer renk tonları elde etmemizi sağlayan eklentiler oluyor. Kodak, Fujifilm, Agfa bilmem ne efektleri gibi. Ne demek bu ? Filmlerin kimyasal yapısında dahi gözümüzün gördüğü gibi en doğal görüntünün filme yansıtılamadığı, bir efekt katkısı verdiğinin kanıtı demek.
İşte bu nedenlerle de hep o çoğunluğun inkar edip, desteksiz iftiralar yağdırdığı inceleme sitelerinin sonuçları kullanıcı yorumlarından daha değerlidirler !!! Çünki kullanıcı bilgi seviyesine göre RAW işlemesi sonucu elde ettiği fotoğraf sonuçlarını beğeniyor olabilir, bu sonuçlar ile az/çok başarılar elde etmiş de olabilir. Fakat her kullanıcıyı aynı düzeyde bilgiye sahip diye kabul edemeyiz. İnceleme siteleri(çoğu) neden bize RAW ve Jpeg çıktılarını makinadan çıktığı gibi sunarlar ? Hiç bilmeyenin alacağı sonuç budur, bilen de bilgi seviyesine göre alır buradan şu RAW'ı işler ve kendisine göre sonucu görür demektir aslında bu.
RAW işleme bilgim ve yetekenlerim ile ne hale soktum !..
Horse standing on green field by Ciddi iyi1i, on Flickr
...ve makina çıktısı JPEG'i
Horse standing on green field by Ciddi iyi1i, on Flickr
7 Şubat 2016 Pazar
Flickr fotoğraflarımı forumlarda görünür şekilde nasıl paylaşırım ?
Kısacık bir video ile sizlere flickr hesabınıza yüklediğiniz fotoğraflarınızı forum konularında paylaşmanın ne kadar kolay olduğunu göstermeye çalıştım.
Hatırlatayım, flickr ücretsiz 1 terabyte alan vermekte. Yüklediğiniz fotoğrafların megabyte ve/veya megapixel olarak da hiçbir sınırlaması yoktur.
Bu saatte d-slr mı aynasız mı ?
Çoğunluk önyargıları nedeni ile küçük gövdeleri var diye küçük görüp daha ucuz olması gerektiğini sanıyor. Tabi bazı aynasızlar (m43'ler) sensör boyutu olarak da küçük olduklarından onlarda daha da bir küçük görülüp daha ucuz olmalı gibi bir fikirle bakılıyor. O ise bugün giriş seviyesi APS-C sensörlü d-slr'lardan imaj kalitesi olarak eksikleri yok. Lens çeşitliliği 60'ın üzerinde. Konularına bakarsanız da,
Samsung NX'ler 145'inci sayfaya ulaşmış,
http://forum.donanimhaber.com/m_70157069/tm.htm
Sony alpha 131'inci sayfada,
http://forum.donanimhaber.com/m_18366536/tm.htm
Olympus & Panasonic aynasızlar konusu 156'ıncı sayfada
http://forum.donanimhaber.com/m_43921546/tm.htm
Fujifilm X serisi 123'üncü sayfasına ulaşmış,
http://forum.donanimhaber.com/m_76703774/tm.htm
Ayrıca başka birçok forumda daha aynasız kullanıcıları var. http://yap-poz.com , http://kirlisensor.com , http://forum.alfakulup.com, http://birkarefotograf.com, http://m43turkiye.com
Temel olarak günümüzde hiçbirinin bir diğerine göre ilk kez iyi bir şey alacak, kompakttan daha iyi imaj kalitesine geçmek isteyen, ileri amatör seviyesinde olan kullanıcılar için D-SLR'lardan eksikleri yok. Tabi çok önemli ama kullanıcı yararına eksikleri var o da boyut(hacim) ve ağırlık eksikliği. Gövdede AF motoru yok, lenste AF motoru yok, gövdede IS yok vb. gibi durumlar da yok kimi aynasızlarda. Hatta kimi aynasızlarda gövdede 5 eksenli titreşim önleme özelliği ile (Olympus P5, OM-D M1, M5 ve Mark II'ler) sanırım henüz hiçbir d-slr'da olmayan üstün yönleri de var. Çoğunluğun bu önyargıları olmasa millet aynasızlar ile daha çok yerde ve zamanda birlikte olup çok daha fazla fotoğraf çekebilip ödedikleri paranın karşılığını daha çok alacaklar. Yani daha verimli ürünler ile kendileri de daha verimli olabilecekler. Eminim 1-2 hafta önce çıkan tamkare sensörlü zirve model bazı d-slr'larda 20-21 megapixel çözünürlüğü görmüş olmalarına rağmen günümüzde halen 28-30-50 megapixel makinaları "Vuaa, süper, işte en iyisi bu" falan diye görmektedirler.
Bir dönem d-slr alanlara açık açık enayi deyip, d-slr'a benziyor diye 30x-50x zumlu makinaları alıp buralarda şov yapanların anlık kayıp giden yıldızlar gibi toptan yok olduklarını görmekteyiz. 20-30 mp aralığında imaj kalitesini kompakt makina sensörü ile verebilen bu makinaları bilerek alanlar acaba be yapmaktalar ?! Belli amaçlar ile bu modelleri pompalayanlar sattıkları ürünlerin kullanım oranını görüyorlar iken ne denli mutlu ve huzurlular ?! Günümüzde kit+prime lensli APS-C sensörlü aynasızlar sıfır+resmi garantili olarak 1.400-1.500 TL'lere bulunabilir oldu. Hatta tele lens bile alınsa 2.000 TL. altında olabiliyor fiyatı (Misal Samsung NX3000). Bir zamanlar gerçeği yansıtmayan, abartılarak söylendiği gibi "D-slr aldın mı 10.000 lira da lens parası ödersin" olayı yok. Böyle bir durum var ama herkesin o düzeyde masraf yapma zorunluluğu yok.
Samsung NX'ler 145'inci sayfaya ulaşmış,
http://forum.donanimhaber.com/m_70157069/tm.htm
Sony alpha 131'inci sayfada,
http://forum.donanimhaber.com/m_18366536/tm.htm
Olympus & Panasonic aynasızlar konusu 156'ıncı sayfada
http://forum.donanimhaber.com/m_43921546/tm.htm
Fujifilm X serisi 123'üncü sayfasına ulaşmış,
http://forum.donanimhaber.com/m_76703774/tm.htm
Ayrıca başka birçok forumda daha aynasız kullanıcıları var. http://yap-poz.com , http://kirlisensor.com , http://forum.alfakulup.com, http://birkarefotograf.com, http://m43turkiye.com
Temel olarak günümüzde hiçbirinin bir diğerine göre ilk kez iyi bir şey alacak, kompakttan daha iyi imaj kalitesine geçmek isteyen, ileri amatör seviyesinde olan kullanıcılar için D-SLR'lardan eksikleri yok. Tabi çok önemli ama kullanıcı yararına eksikleri var o da boyut(hacim) ve ağırlık eksikliği. Gövdede AF motoru yok, lenste AF motoru yok, gövdede IS yok vb. gibi durumlar da yok kimi aynasızlarda. Hatta kimi aynasızlarda gövdede 5 eksenli titreşim önleme özelliği ile (Olympus P5, OM-D M1, M5 ve Mark II'ler) sanırım henüz hiçbir d-slr'da olmayan üstün yönleri de var. Çoğunluğun bu önyargıları olmasa millet aynasızlar ile daha çok yerde ve zamanda birlikte olup çok daha fazla fotoğraf çekebilip ödedikleri paranın karşılığını daha çok alacaklar. Yani daha verimli ürünler ile kendileri de daha verimli olabilecekler. Eminim 1-2 hafta önce çıkan tamkare sensörlü zirve model bazı d-slr'larda 20-21 megapixel çözünürlüğü görmüş olmalarına rağmen günümüzde halen 28-30-50 megapixel makinaları "Vuaa, süper, işte en iyisi bu" falan diye görmektedirler.
Bir dönem d-slr alanlara açık açık enayi deyip, d-slr'a benziyor diye 30x-50x zumlu makinaları alıp buralarda şov yapanların anlık kayıp giden yıldızlar gibi toptan yok olduklarını görmekteyiz. 20-30 mp aralığında imaj kalitesini kompakt makina sensörü ile verebilen bu makinaları bilerek alanlar acaba be yapmaktalar ?! Belli amaçlar ile bu modelleri pompalayanlar sattıkları ürünlerin kullanım oranını görüyorlar iken ne denli mutlu ve huzurlular ?! Günümüzde kit+prime lensli APS-C sensörlü aynasızlar sıfır+resmi garantili olarak 1.400-1.500 TL'lere bulunabilir oldu. Hatta tele lens bile alınsa 2.000 TL. altında olabiliyor fiyatı (Misal Samsung NX3000). Bir zamanlar gerçeği yansıtmayan, abartılarak söylendiği gibi "D-slr aldın mı 10.000 lira da lens parası ödersin" olayı yok. Böyle bir durum var ama herkesin o düzeyde masraf yapma zorunluluğu yok.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)