Prof. Mehmet Ömür'ün 10 altın kuralı (ve benim küçük notlarımı parantezler içinde göreceksiniz),
1. Kameranızı gittiğiniz her yere götürün.(Aynasız!) Nerede ne ile karşılaşacağınızı asla bilemezsiniz.
2. Kameranızı günün her saati kullanın, gündüz ve gece.(Aynasız! ve hatta su-toz korumalı OM-D ! Yağmur, kar ?) Çünkü her anın ayrı bir hissi var.
3. Kameranız hayatınızın akışını engellememeli; onun bir parçası olmalı. Tıpkı yemek, içmek, konuşmak, yürümek, düşünmek gibi…(Aynasız!)
4. Kameranızı farklı açılarda tutun. Deklanşöre basarken, ne çektiğinizi görmek zorunda değilsiniz.(Vizör diye tutturanlara da saygı duymak lazım ama değil mi!)
5. Kameranız elinizdeyken, yakınlaşmaktan korkmayın. İçinizde fotoğraf çekme arzusu oluşturan nesne ya da kişiyi mümkün olduğunca yakın markaja alın.(Bizim memlekette mi? Gaza gelmeyin arkadaşlar, sigorta ücretinizi karşılayamayız :) )
6. Düşünmeyin! Kameranızı alın, dışarı çıkın ve önünüze geleni çekin.
7. Hızlı olun! Saniyenin onda biri bile önemli. Ayarlarla vakit kaybetmeyin.
8. Film üzerine ne kaydettiğinizi önceden bilmek zorunda değilsiniz. Rastlantılara izin verin. Hayatın keyfini çıkartmaya bakın.
9. Sonradan da… “Aaa! O ne? Bunu ne zaman çekmişim? Nerede çekmişim?” Beyninizi bu tür sorularla meşgul etmeyin.
10. Kuralları kafanıza takmayın. 10 Altın Kural’ı unutun. Canınız ne istiyorsa, onu yapın. ( Aslında bu "eğitim"in "ezber" olmadığının farklı bir tanımı ama bizim eğitim sistemimizde ilk yıllarda ezberi iyi olan iyi puan alır, esnek olmayan eğitim sisteminde ezbere isyan eden kötü puan alır ve sisteme uyumsuz olduğu için ezberlemeyen o kalabalık içinde "başarısız" gösterilir! Konumuzda ise bazı tembeller özellikle okumadan kendi başlarına kuralsızlığı seçerler! Fakat okumak eşit değildir ezberlemek ama ne yazık ki öyle bir temelden getirilen birey okumayı da sıkıcı bulmaktadır artık )
Makalenin tamamı için :
http://www.medyalens.com/makine-fotografi-anlamamiza-ne-kadar-yardim-eder-72555
